İşçilerin birikmiş emeği olan ‘kıdem tazminatında’ kayıp artarken, yıllardır fon düzenlemesi ile ortadan kaldırılmaya çalışılan bu hak için yeni bir düzenleme gündeme geldi: Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES). 1982’de asgari ücretin 7.5 katı olan kıdem tazminatı tavanı, asgari ücretin 1.75 katına kadar geriledi. İşçinin kaybının yanında dönem dönem gündeme gelen kıdem tazminatında fon sistemi de bu hakkın gasp edilmesine neden olacak bir girişim olarak değerlendiriliyor.
‘HAKKI YOK EDEBİLİR’
Türkiye’deki olumsuz fon deneyimlerinin yarattığı algı nedeniyle çalışanların kabul etmediği fon sistemi, son Orta Vadeli Program’da (OVP/2024-2026) bu kez TES adıyla gündeme geldi. OVP’ye göre, 2024 sonuna kadar kurulması hedeflenen TES’e ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sosyal Politika Uzmanı Erkan Kıdak, bu sistemin temelinde, daha önce de gündeme gelen kıdem tazminatı fonu tasarısının yer aldığını ifade etti. Uzun yıllardır kıdem tazminatı fonunun kurulmasına yönelik girişimlerin, çeşitli kılıflar adı altında defalarca gündeme getirildiğini kaydeden Kıdak, “Kıdem tazminatı fonunu kurmaya yönelik girişim, kendisini bu kez TES ile gösterdi. Mevcut sistemde işçinin kıdem tazminatı, 1475 sayılı İş Kanunu’nda düzenleniyor. Bu düzenleme, işçilere kısmi de olsa bir güvence sağlıyor ve geleceklerine yönelik göreli teminat oluşturuyor. Ancak yapılmak istenen fon düzenlemesiyle işçilerin kıdem tazminatı hakkını yok edici niteliğe sahip” dedi. Bu düzenlemelerin “Herkes kıdem tazminatına erişemiyor” söylemiyle yapılmak istendiğini söyleyen Kıdak, bu ifadenin tutarlılığının kuşkulu olduğunu belirtti.
Erkan Kıdak
‘Yasada küçük bir değişiklik sorunu çözer’
Kıdem tazminatına herkesin erişebilmesi için fon sisteminin gerekli olmadığına dikkat çeken Erkan Kıdak, “Mevcut iş yasasında küçük bir değişiklik yapılması ve denetimlerin artırılmasıyla bu sorunun çözülmesi mümkün” dedi. Kıdak, “Kıdem tazminatının korunması ve daha da geliştirilmesi gerekiyor. İşçilerin ne şartta olursa olsun kıdem tazminatını alabileceğine yönelik bir düzenleme, sorunu temelde çözer. Fakat mesele işçi yararı değil, farklı çevrelerin çıkarlarının gözetilmesi olduğunda, bu gibi alengirli yollara başvurmak kaçınılmaz oluyor” diye konuştu.