Bilim İnsanları, Dünyanın En Büyük Dijital Kamerasını İnşa Etti: 3,2 Gigapiksel Çözünürlüğü Var
Telefonunuzun kamerası kaç megapiksel? 16 olsun, ya da 48, veya daha da ileriye gidelim, 108 mp olsun. Hadi işi iyice abartalım, 200 mp değerindeki bir kameradan cam gibi görüntü aldığınızı varsayalım. Bilim insanlarının kurduğu bu devasa dijital kamera, elinize aldığınız herhangi bir tanesini oyuncak gibi gösterecek türden.
9 yıllık gelişim sürecinin sonuna gelen LSST Camera, astronomi alanında kullanılacak ve Vera Rubin Gözlemevinin önemli parçalarından olacak. 10 yıl boyunca durmadan uzay gözlemini devam ettirecek bir çalışma üzerine giden gözlemevi, evrenin derinliklerinden karanlık maddeye kadar uzanan 60 petabyte’lık bir dosyayla baş başa olacak.
Aşağı yukarı 1,5 metre genişliğindeki optik lens, 15 saniyelik pozlama ayarıyla her 20 saniyede bir gökyüzünü çekecek.
Bu süreçte otomatik olarak filtre değiştirecek ve her dalga boyundaki ışığın görüntülenmesini sağlayacak. Sürekli devam edecek bu görev sonucunda bir ‘zaman atlamalı çekim’ (timelapse) oluşturulacak ve güney yarım kürenin gökyüzündeki değişiklikler izlenecek. Ek olarak diğer bilim insanları, bu kamerada yakalanan olayları kendi teleskoplarını beslemek için veri olarak kullanabilecek.
Kameranın 2.812 kilogramlık bir ağırlığı var. 189 adet CCD barındıran kamera, 21’li gruplara ayrılmış durumda. Söz konusu CCD’ler üzerinde de kare sensörler yer alıyor. Kendi içlerinde dijital kamera olarak değerlendirebileceğimiz bu minik cihazlar, gökyüzünün mozaik görüntüsünü yakalıyor. Bunların birbirine hem çok yakın olması hem de değmemesi gerekiyor. Fakat arada boşluk kaldığında da yıldızların o boşluğa denk gelmesi, veri kaybı demek.
Kullanıma geçtiğinde bu kamera her gün 15 terabyte boyutunda veri biriktirecek. Çözünürlüğü haricinde, kameranın görüş alanı da oldukça büyük. Zira böylesine devasa bir çözünürlüğe sahip olmasına rağmen içine 40 tane dolunay sığabiliyor. İşin temelinde, sürekli yukarı bakan bir gözümüz olacağı için evrenin ne kadar dinamik olduğunu da görebileceğiz. Sizin düşünceleriniz neler?